Terör, ulus devlet, siyasal ayrılma, federasyon, milli kimlik oluşturma politikaları vb. birçok kavramı Kürt Sorunu kapsamında düşünebilir, Dünya'daki benzerleri çerçevesinde karşılaştırmalara sokabilir, ve tarihsel, kurumsal, siyasal ve felsefi boyutlarda bu tartışmayı yürütebiliriz. Ancak tüm bunları, ve benimsediğimiz ideolojik pozisyonun getirdiklerini bir kenara bırakıp sizi bir siyasal iktidar peşinde siyasal acizliği yaşama hikayesine davet etmek istiyorum.
Başbakan Erdoğan, yine anayasa değişim paketini meşrulaştırma misyonunu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihine yüklenerek gerçekleştirirken şunları söylemiş:
''Ama bakın siz, onlara, CHP'nin mensuplarına şunu söyleyin. Dersim'i, Tunceli'yi uçaklar bombalarken bu ülkenin başında kim vardı, onu sorun. Ah kardeşlerim ah. Bu CHP'nin bu ülkede insanlık adına, demokrasi adına, hayır adına, özgürlükler adına, bu ülkenin çıkarları adına dikili bir şeyi yoktur. Bunu söylüyorum.''
Kaynak: ntvmsnbc.com
Aynı Başbakan 13 Temmuz 2010'da ise şu sözleri kaydetmişti:
"BDP'yi aziz milletime havale ediyorum ... Onun desteğinin nereden geldiğini benim aziz milletim çok iyi biliyor. Neyin avukatlığına, şu çatı altında soyunduğunu gayet iyi görüyoruz, biliyoruz. Yaptıkları konuşmalarda, yaptıkları açıklamalarda bunu görüyoruz. Terör örgütünün bir temsilcisi olarak neleri yaptığını yaptığını bizzat görüyoruz"
Rejim dönüşümü yaşamamış bir ülkede yaşıyoruz. Başka bir ifade ile, bu tip sorunlara devlet adamlarının bakışını bir Güney Afrika, ya da Macaristan'daki benzerleri gibi tartışamayız.
Tüm bunların ötesinde, bu ülkenin Başbakanının, bugün teröre-ulus devlete savaş açmaya-isyana-kendi kaderini tayin etmeye-özerklik talebine (yukarıda bahsettiğim gibi ne derseniz deyin) karşı aldığı pozisyon aslında 70 yıl önceki Dersim İsyanı'na karşı alınan tavırdan farksız. Ancak aynı Başbakan sırf CHP'ye yüklenmek adına bir bakıma şu anda kendi yürüttüğü politikaya karşı çıkıyor. Bu ülkenin Başbakanı, Kürt Sorunu konusunda hala senelerdir süre gelen devlet tezlerinin çoğunu benimsemişken, kendi devletinin zamanında yaptıklarını eleştiriyor. Herhalde, popülizmden sonra en düşük siyaset biçimi de bu olsa gerek. Ah unutmadan, bir de şu var tabi!
"Erdoğan, milletin şehit cenazelerini istismar ederek siyaset yapanları gördüğünü ve bu istismarcılara cevabı demokratik yollardan vereceğini ifade etti."
Kaynak: kurultay.net
"Başbakan Erdoğan: Terör örgütünün bu kanlı saldırıları esasen bir 'hayır' kampanyasıdır."
Kaynak: beyazgazete.com