Bugün 1982 yapımı Gandhi adlı filmi izledim. Filmin ne hakkında olduğunu tahmin edebilirsiniz. İzlememişseniz izlemenizi tavsiye ederim, ama listenizde ilk sıraya koymanıza da gerek yok. Gandhi ve Hindistan'ın dekolonizasyonu hakkında pek bir bilgim olmadığı için, filmin anlatısı hakkında bir eleştiri de getirmeyeceğim. Ama Gandhi'nin Hindistan'a döndükten sonra, Hindistan'ı tanımak için ülkenin dört bir yanını gezip, fikirlerini ve söylemlerini bu şekilde oluşturması dikkatimi çekti. Aklıma hemen Che Guevara'nın Motorsiklet Günlükleri geldi. Tanımak lazım dedim kendi kendime...
Siyaset ya da günlük hayat hakkında birkaç şey konuşurken bile, aslında hiç görmediğimiz topraklar hakkında atıp tutarız bazen. Türkiye gibi bir ülkede de, aslında hiç görmediğiniz Doğu şehirleri ve Batı kırsalı hakkında birçoğunuz gibi ben de bazı yargılara sahibim. Genellikle bu gibi tartışmalarda da doğru ya da yanlış birkaç kavram kullanılır: Toprak reformu, tarım, eğitim, cahillik, tembel köylüler, bir başörtüsü tipi olarak köylü kadını kafası, mahalle baskısı vb...
Ama görmek lazım diyorum, gitmek gerek... İnsanların ne şartlarda, nasıl yaşadığına ve bu yaşadıklarını nasıl algıladıklarına, hangi dünya görüşüne sahip olduklarına, farklı parti belediyelerinin hayatlarını nasıl etkilediğine, temel sorunlarının ne olduğuna, etraflarında olup bitenlerin ne kadarından haberleri olduğuna bakılmalı... Bakılıyordur da... Her yıl birçok saha araştırması yayınlanıyor. Ancak bunların sadece metodolojik değil, aynı zamanda ideolojik arka planına da kuşkuyla bakıyorum. Nitekim bu gibi araştırmalar, arkalarında güçlü bir finansal desteğe ihtiyaç duyarlar. Dediğim gibi; görmek lazım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder