Belki fark etmişsinizdir; Hürriyet "Peygamber'in İzinde" adlı bir Umre dizisi yayınlamaya başladı. Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan gittikleri Umre'den izlenimlerini, Ali Bulaç da bilgilerini aktaracak bizlere. Hürriyet Hac mevsimi öncesi güzel bir satış taktiği uyguluyor. Tartışmalı yazarları kullanarak da bir polemik gerçekleşmesini sağladılar bile. Yiğit Bulut, Umre öncesi şarap içilmesini eleştirdi, Taraf da Turgay Oğur'un Umre izlenimlerini "En hakiki Umre Taraf'ta" haberiyle yayınladı. En hakiki Umre'nin Taraf'ta olduğundan zaten pek şüphem yoktu, ama Taraf'ın dini ibadetleri konu ederken bu kadar dışlayıcı yazılar yayınlayacağını da pek beklemiyordum.
Oğur bindiği uçaktaki Türk hostesleri "asık suratlı" olarak tanımlamakla kalmıyor, ve şunları yazıyor:
"Anlayacağınız uçak adeta cennete paket servis gibiydi, bir kaza olsaydı bizim hostesler bile karambolden cennete girerdi."
Türk kökenli olmak, Türk olmak vb. kimliklere duyulan bir öfke çarpıcı bir şekilde görülüyor. Ben bunu, Oğur vb. kişilerin "Cumhuriyet'i sorguluyoruz" kampanyası altında Cumhuriyet'in dikta ettiği kimlikleri dışlamaya çalışırken artan dindarlaşma içerisinde dini kimliklere sıkı sıkı sarılmalarına bağlıyorum.
Nitekim, aynı Taraf, "Sivilay Abla'dan en popüler oruç tutmama mazeretleri" adı altında, oruç tutmayanlarla kendince dalga geçen bir haber hazırlamış.
"Güneşin doğumundan batımına kadar aç susuz gezen, şekeri düşmüş insanların arasında kahvaltısını yapmış, kalorisini, proteinini almış olarak fink atmak en iyimser ifadeyle ayıp kaçar."
Oruç gibi sağlıksız bir deneyimi uygulayanların yanında, sağlığına sahip çıkan insanın yaptığı ayıp kaçıyor demek ki! Ancak oruç tutmamayı tercih eden ya da oruç tutanların yanında kendi hayatını yaşamaya çalışan insanları bu denli ayıplayan bir gazete işine geldiği zaman başörtülü gençlerin üniversitelere girmesini savunabiliyor. Ne garip değil mi? İşte bir garip gazete: Taraf.
Oğur bindiği uçaktaki Türk hostesleri "asık suratlı" olarak tanımlamakla kalmıyor, ve şunları yazıyor:
"Anlayacağınız uçak adeta cennete paket servis gibiydi, bir kaza olsaydı bizim hostesler bile karambolden cennete girerdi."
Türk kökenli olmak, Türk olmak vb. kimliklere duyulan bir öfke çarpıcı bir şekilde görülüyor. Ben bunu, Oğur vb. kişilerin "Cumhuriyet'i sorguluyoruz" kampanyası altında Cumhuriyet'in dikta ettiği kimlikleri dışlamaya çalışırken artan dindarlaşma içerisinde dini kimliklere sıkı sıkı sarılmalarına bağlıyorum.
Nitekim, aynı Taraf, "Sivilay Abla'dan en popüler oruç tutmama mazeretleri" adı altında, oruç tutmayanlarla kendince dalga geçen bir haber hazırlamış.
"Güneşin doğumundan batımına kadar aç susuz gezen, şekeri düşmüş insanların arasında kahvaltısını yapmış, kalorisini, proteinini almış olarak fink atmak en iyimser ifadeyle ayıp kaçar."
Oruç gibi sağlıksız bir deneyimi uygulayanların yanında, sağlığına sahip çıkan insanın yaptığı ayıp kaçıyor demek ki! Ancak oruç tutmamayı tercih eden ya da oruç tutanların yanında kendi hayatını yaşamaya çalışan insanları bu denli ayıplayan bir gazete işine geldiği zaman başörtülü gençlerin üniversitelere girmesini savunabiliyor. Ne garip değil mi? İşte bir garip gazete: Taraf.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder