Günümüzün, demokrasi savunuculuğunu TSK karşıtlığı ile ilerleten Nur Cemaati vb. grupların bu "sözde" savunuculuğu sadece "günümüzde" yapabileceği çok aşikar.
Sızıntı dergisinin Ekim 1980'de yayımlanan sayısının giriş yazısına kısa bir göz atıyoruz hemen:
Yazının adı "Son Karakol"...
"Karakol, sükunet’in, huzur’un ve emniyetin remzidir. Orada düzen, orada huzur ve onda gözlerin uyanık oluşu, umumi emniyet ve muvazenenin en büyük teminatıdır. Orada kargaşa ve bunalımlar ise, arkasındaki topluluklar için en büyük felakettir."
Yazının devamında bir askeriye güzellemesi ile karşılaşıyoruz. Okumak için burayı tıklayınız.
Son paragraf da her şeyi özetliyor:
"Ve, işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tuluû saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekasına alamet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz."
1980'de Hızır gibi imdatlara yetişen TSK, şimdi imdadına yetişilenler tarafından lanetleniyor. Sırf Sol hareket karşısında diye meşruiyet yüklendirilen "darbe" şimdi aynı kişiler tarafından karşı çıkılan bir oluşum olarak ortaya çıkıyor. Bununla da kalmayarak, bir zamanların Hızır'ı hakkında iki olumlu söz beyan edenler darbeci ve demokrasi düşmanı ilan ediliyor.
Ne garip bir dünya değil mi? Aslında bir o kadar da açık!
Sızıntı dergisinin Ekim 1980'de yayımlanan sayısının giriş yazısına kısa bir göz atıyoruz hemen:
Yazının adı "Son Karakol"...
"Karakol, sükunet’in, huzur’un ve emniyetin remzidir. Orada düzen, orada huzur ve onda gözlerin uyanık oluşu, umumi emniyet ve muvazenenin en büyük teminatıdır. Orada kargaşa ve bunalımlar ise, arkasındaki topluluklar için en büyük felakettir."
Yazının devamında bir askeriye güzellemesi ile karşılaşıyoruz. Okumak için burayı tıklayınız.
Son paragraf da her şeyi özetliyor:
"Ve, işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tuluû saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekasına alamet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz."
1980'de Hızır gibi imdatlara yetişen TSK, şimdi imdadına yetişilenler tarafından lanetleniyor. Sırf Sol hareket karşısında diye meşruiyet yüklendirilen "darbe" şimdi aynı kişiler tarafından karşı çıkılan bir oluşum olarak ortaya çıkıyor. Bununla da kalmayarak, bir zamanların Hızır'ı hakkında iki olumlu söz beyan edenler darbeci ve demokrasi düşmanı ilan ediliyor.
Ne garip bir dünya değil mi? Aslında bir o kadar da açık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder