22 Ağustos 2009 Cumartesi

Yiğit Bulut ve Yaratılışçı Takımı

Haftalardır Habertürk ekranlarında bir evrim tartışmasıdır gidiyor. Yiğit Bulut'un Sansürsüz adlı programıyla ateşlediği bu tartışma ilk olarak biyologlar ve Adnan Oktarcılar arasında başlamışken, bugün ise biyologların içindeki evrim teorisi karşıtlarını bir araya getirdi. Dikkatinizi çekmek istiyorum; programa katılanlar şüpheciler değil evrim karşıtları idi. Yani bilimsel metodolojiye bağlı kalarak evrim teorisi konusunda üst seviyede şüphe sahibi bilimadamları değil, "öyle şey mi olur, nasıl maymun ayağa kaltı da insan oldu" mantalitesindeki "biyolog"lardan bahsediyoruz.

İlk programlarda Yiğit Bulut'un şeytanın avukatlığını yaptığını düşünmüştüm. Nitekim, "niye tahtadan kedi olmuyor?" tarzı soruları ancak bu nedenle sorabileceğini sanmıştım. Ancak bugünkü program gösterdi ki, kendisi biz-siz olarak evrim destekleyicisi-evrim karşıtı ikilik yaratıp, "biz inanmıyoruz, siz inanıyorsunuz" diyecek kadar olayı dogmatikleştirebiliyormuş.

Zaten bilim camiasında evrim destekleyicisi-evrim karşıtı tarzı bir ikilik mevcut değilken ve sadece evrime karşı şüphe ile bakan bilimadamlarının oluşturduğu bir azınlıktan bahsedebiliyorken, Bulut'un bilimadamların haftalardır anlatmaya çalıştığını inatla redderek "halka oynaması" gözlerden kaçmadı.

Diğer yandan Türkiye'de Gazi, Dumlupınar vb. üniversitelerde Profesör ünvanlı biyologların da bilimsellikten ve bilimsel kavramlardan bu kadar uzak oluşu, daha kendi iddialarını bile daha önce yazdığı kağıttan okumadan savunamamaları, sürekli düzlem kaydırmaları ve "ya bırak ya, olur mu öyle şey yaaav" tarzı savunmalarına ne demeli?

"Alıyorsunuz tesadüfleri, birleştirip evrim yapıyorsunuz" diyerek evrimi ne idüğü belirsiz bir şekle indirgeyen, "golgi böyledir, şöyle mükemmeldir diye anlatıyorum ben biyolojiyi" diyerek biyoloji dersini yaratılış propagandasına dönüştürdüğünü açıkça ifade eden, evrim teorisine Russell'ın "evrimcilik inançtır" düşüncesi yani bir felsefe metni ile karşı çıkmaya çalışan" "evrim de metafiziğe dayanıyor" diyerek bilimin daha ne olduğundan bihaber olduğunu gösteren, big bang üzerinden kendince evrim karşıtı bulgular edinen ve big bang'in de sonuçta bir teori olduğunu düşünemeyen ve kendine bilim insanı diyen kişilerden bahsediyoruz burada. Türkiye'nin üniversitelerindeki hocalarından bahsediyoruz.

Hipotez-teori kavram karmaşası yaratıp, "ah bu zaten hipotez" diyerek hipotez kavramını sanki bir deli saçmasıymış olarak pejoratifleştiren, bilimsel metodolojiden bihaber olan, kaynağı ve ne olduğu belirsiz kitaplardan alıntı yapan "e o ondan geldiyse, bu neyden geldi... peki o neyden geldi o zaman" tarzı ontolojik sorularda boğulan kişiler gençlere ders veriyorlar bu ülkede.

Kendini bağımsız olarak tanıtan kanalın program yapımcısı da çıkıp "e hadi kanıtlayın evrimi" diyerek kendince aşağılıyor gerçek bilim insanlarını... Binlerce bulgu ile şimdiye kadar genel temeli çürütülememiş bir teoriye, ipe sapa gelmez iddialarla saldıranlara dönüp "e siz de o zaman bilimsel olarak çürütün hadi" demiyor kendileri.... Programı da oradaki gerçek bilim insanlarından birine "çok dogmatik" damgasını yapıştıran bir okuyucu yorumu ile bitiriyor. Bravo Türk Basını! Bravo 80 Kuşağı! Yükseklise bile olamayacak üniversitelerinizle övünün hadi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder